Friday, January 17, 2020

Dünya 2000'den beri depresyonda diyorum da inanmıyorsunuz. Tarihin en uzun depresyonunu yaşıyoruz.


Bu 2013-2019 arası bir grafik. Dünya Gayri Safi Hasılasının büyüme grafiği. Bunu 2000'e kadar geri götürün. Göreceksiniz ki 2000'den bu yana dünya ekonomik büyümesinin %3 üzerine çıktığı çok ender. Mesela 2013-2019 arası yalnızca 2017'de %3 üzerine çıkmış yukarıdaki grafiğe göre. Gerisi hep %3 altı ve 2019 da ciddi bir göçüş gözleniyor.  2008 öncesinde IMF %3 ve altı büyümeye (araştırmanın başında kim olduğuna bağlı olarak bazen de %2.5 ve altı büyümeye) küresel resesyon derdi. Gerçi sınırın %3 mü %2.5 mu olduğunun o kadar önemi yok. Keynes'in depresyon tanımı çok daha anlamlı. Şöyle: uzun süreli normal-altı ekonomik büyüme. 2000'den beri olan o.

Borçların bu denli büyümüş olması da bununla bağlantılı. Eskiden 1 liralık borç 1 liralık ekonomik büyümeye neden oluyordu, bu oran giderek küçüldü ve bugünlerde yaklaşık 4 liralık borç 1 liralık ekonomik büyümeye neden olabiliyor. Borçların çoğu yeni değer yaratacak yatırımlar amacıyla alınmıyor çünkü. Tüketim ve zaten var olan reel ve finansal varlıkları satın almak için alınıyor. Ayrıca gelir ve servet dağılımı da bu yüzden bu kadar bozuldu. Olanlar kapışılıyor çoklukla ve varlık fiyatları yükseliyor.

Buradan çıkılacaksa yapılması gerekenlerin başında da borç iptalleri geliyor. Başka şeyler de var.

Borçlar silinsin, gelirler yükseltilsin, varsıllara varlık vergisi getirilsin.

Talep edilmesi gerekenler bunlardır.

Tabii bir de iklim değişikliğine uyum için harcamalar talep edilmelidir. Kanal İstanbul'a ne gerek var? Hükümet oraya harcayacağı parayı sürdürülebilir enerji yatırımlarına harcasın, suya harcasın,  vesaire.