Monday, November 04, 2019

Kerim Rota'nın aşağıda dediklerine katılmıyorum. Yoksa dediklerinin gerisi ayrı konu. Onlar ayrıca tartışılabilir.

Yazısından alıntıladığım şu bölüme katılmıyorum:

"Eylül sonu itibarıyla Döviz Mevduatlarındaki artış da yaklaşık 31,5 Milyar $. Kişiler ve kurumlar bu miktarda döviz satın  alıp bankalarına yatırmışlar. Müşteriler bankalarından Döviz satın alırken, bankalar da döviz satarlar."

Yurt içerisinde yerleşik bir kişi ya da kurum bankasına başka bir yerlerden satın aldığı dövizi yatırmaz genellikle. Hani, onu yapanlar da çıkabilir de, başka bir yerlerde döviz çok daha ucuz değilse müşteri dövizi bankasından alır.

Müşteri bankasından döviz alırken de bankası ona elinde olan dövizi satmaz. Zaten satamaz çift girişli muhasebe gereği. Bu çift girişli muhasebede bilançonun bir tarafında duran bir şeyi bilançonun öbür tarafına geçirdin mi, o geçirdiğin şey öbür tarafa eksi olarak geçmek zorundadır ve bilanço küçülür ki öyle bir şey olmuyor tabii.

Kerim Rota kardeşim bu satın alma işi sanki fiziksel paralarla yapılıyormuş gibi düşünüyor. O ayrı bir konu. Öyle ise sorun yok. Bankanın kasasındaki dövizler gitti yerine liralar geldi.

Ama bir müşteri bankasından lira hesabındaki parayla döviz aldığında (aradaki bir sürü muhasebe girişini ihmal edersek), son aşamada lira hesabından lira silinmiş ve döviz hesabında döviz peydah olmuş olur.

Bankanın elinde olan dövizler de müşteri birilerine döviz hesabındaki o sanal dövizlerle ödeme yapmadığı sürece varlık tarafında durmayı sürdürürler. Onların çoğu da zaten fiziksel değil elektroniktir.

Bir var olan dövizi satma durumu yok yani. Basit gibi duruyor anlattıklarım ama bu anlattıklarımdan çıkan sonuç, buradaki Con Ahmet'in devr-i daim makinasının Kerim Rota'nın anlattığı gibi olamayacağı.

Umarım bu dediklerime alınmaz Kerim Rota. Çok düzgün çocuk. Bilgisine büyük saygım var.