Friday, December 30, 2011

Dolar Üzerine I: Peter Schiff ve Bill Gross'a karşı


Kırk yılın başı İstanbul’da ev sahibi olmaya kalkınca mecburen borçlandım ve artık doların hali beni de yakından ilgilendiriyor. Hatta o kadar yakından ilgilendiriyor ki, bugünlerde sabahları uyanır uyanmaz yaptığım ilk işlerden biri www.bloomberght.com ya da CNBC-e gibi bir kaynaktan günün lira/dolar kurunu öğrenmek.
Nereden çıktı lira cinsinden aldığın borçlar yüzünden dolara olan bu derin ilgi diye sorabilirsiniz tabi.
Şuradan çıktı: borçlarım lira cinsinden olduğu halde 1986-2010 arası ABD’de yaşamış olduğumdan damlaya damlaya birikmiş üç-beş kuruşum dolar cinsinden. Ve tabi doların lira cinsinden değeri yükseldikçe dolarlarımla lira cinsinden daha çok borç ödeyebiliyorum. Dışarıda dolar borçlanıp içeride lira kazanan şirketlerimizin tam tersi durumdayım özetle: onlar dolar düştükçe seviniyorlar, ben yükseldikçe.
Bu anlattıklarımdan sonra, tamam dolara olan ilginin nedeni anladık da, nereden çıktı bu Peter Schiff ve Bill Gross’a karşılık diye de sorabilirsiniz tabi.
Bunun nereden çıktığını anlatabilmek için de izninizle önce Peter Schiff ve Bill Gross’u kısaca tanıtayım.
Peter Schiff, Kaliforniya’da kendi kurduğu bir para yönetimi şirketinin yöneticisi. Başka bir deyişle, başkalarının ona verdiği paralarla bir şeyler alıp satıyor; daha doğrusu, kendisi de dahil onun şirketinde çalışanlar öyle yapıyor. Ayrıca, ekonomi, piyasalar, siyaset, altın, dolar ve benzeri konularda hem internette, hem de bilindik gazete ve dergilerde yorumlar yapıyor. ABD’de çeşitli çok satan kitaplar listelerine girmiş bir de meşhur kitabı var Peter’in: “Gelmekte Olan İktisadi Çöküşten Nasıl Kar Edilir?”
Ama Peter’in benim için asıl önemi, yıllardır doların göçeceği konusunda yapmakta olduğu felaket tellallığı. Peter’i bildim bileli Peter aynı felaket tellalığını yapıyor, ki Peter’in adını ilk duyduğumda takvimler hala 1990ları gösteriyordu.
Peter’in şirketinde 2006 Haziran’ında açtığım bir de hesap vardı ve hesabı 2008 yazına kadar açık tutum. Bu hesap, doların değer kaybedeceği beklentisiyle açılmış bir hesaptı ve dolar değer kaybettikçe hesabın değeri yükseliyordu. O hesap sağolsun, bugünkü lira cinsinden borçlarımı ödemekte kullanabileceğim üç-beş kuruş daha fazla dolarım oldu. İşin ilginci, 2006 Haziran’ından hesabı kapatmamdan bir kaç ay öncesine kadar dolar değer kaybetmeyi sürdürdü. Ben hesabı kapattıktan sonra dolar yükselmeye başladı, en azından bir süreliğine.
Ama yanlış anlaşılmasın: doların belli bir zaman aralığında değer kaybedeceğini beklemek bir şey, Peter gibi doların göçeceğini beklemek başka şey. Gerçi Peter haklı, dolar göçecek ama, doların göçmesine daha çok var bence.
Bill Gross’a gelince, Bill’i Peter’a görece daha yakından bilirim. Onun mesleği de benimki gibi borçla ilgili çünkü.  Ben borç fiyatlama modelleri, iktisat, tarih, sermaye, para ve kredi piyasaları düzenlemeleri filan gibi şeylerle uğraşırken Bill borç alıp satıyor ve o kadar büyük meblağlarda ki, Bill benim modellere girmezse benim modeller başarısız oluyor.
Peter’i çok ciddiye almasam da olur, çünkü onun alıp sattığı borç Bill’inkine görece devede kulak, ama Bill’i çok ciddiye almaktan başka çarem yok.
Bill, adı bizim dile Pasifik Yatırım Yönetim Şirketi diye çevirilebilecek ve PIMCO diye de bilinen şirketin baş yatırım subayı, yani CIOsu. Hani CEO var ya, baş yaptırım subayı, CIO da öyle bir şey.
Gerçi yatırım şirketleri hiyerarşisinde CEO genellikle CIOnun üzerindedir ya PIMCO’da öyle değil: PIMCO’da en tepede Bill var, El-arian adlı bir başka yöneticiyle birlikte. Daha da önemlisi, Bill’in yönetimi altındaki borç portföyü tarihin hangi döneminde baktığınıza bağlı olarak 200 milyar ile 300 milyar dolar arasında değişir.  Sanıyorum şu aralar Bill’in porfoyu 250 milyar civarında. Trilyonlarla konuşmaya alıştığımız şu günlerde 250 milyar kulağa küçük gibi gelebilir ama, Bill o meblağlarla bir şeyler alıp bir şeyler sattığında o şeylerin fiyatlarını çalkalayabilecek bir güce sahip. Zaten dünyadaki en büyük özel borç portföyü de bu portföy ve içinde çokça ABD Hazine bonosu da var.
Bill’in şöyle bir şey yaptı bu yıl: 2011 Şubat’ında değer kaybedecekleri beklentisiyle elindeki ABD Hazine bonolarını satmaya başladı. O tarihte ben de 1999 Ağustos’undan bu yana almakta olduğum uzun dönemli ABD Hazine bonolarının alımını sürdürüyordum. 2011 Eylül’üne kadar geçen sürede uzun dönemli ABD Hazine bonoları kazanıp o kaybedince, belki de müşterilerinin baskılarıyla, 2011 Eylül’ünde bir U dönüşü yapıp yeniden uzun dönemli ABD Hazine bonoları almaya başladı. Sağolsun, böylece fiyatları artırarak bana da katkısı olmadı değil. Ta ki 6 Aralık 2011’e, yani bu makalenin yazımından iki gün öncesine kadar. 6 Aralık’ta elindeki Hazine bonolarını hepsini sattı ve U dönüşünü S dönüşüne çevirdi.
Özetle, Bill ABD Hazine bonolarının ve dolayısıyla doların, Peter ise doların ve dolayısıyla ABD Hazine bonolarının göçeceğini savunuyor. İkisi de eninde sonunda haklı çıkacaklar bence ama yakın zamanda değil. Peter ve Bill tersini düşünselerde bence şu aralar doların halinde korkulacak bir şey yok, uzun dönemli ABD Hazine bonolarının da.
Bir sonraki yazımda neden ABD Hazine bonolarının daha uzun bir süre değer kaybetmeyeceğini ve neden daha bir süre doların değerlenmeyi sürdüreceğini düşündüğümün teorik nedenlerini anlatmaya çalışacağım.